Frau Generalkonsulin,
Değerli Eyalet Milletvekilleri,
Derneklerimizin Kıymetli Temsilcileri,
Saygıdeğer Misafirler,

Başkonsolosluğumuz Konutunda bu akşam vermekte olduğumuz iftar daveti vesilesiyle, tüm çalışma arkadaşlarım adına eşimle birlikte sizleri gönülden selamlıyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.

Devletimizin varlığını her zaman yanınızda hissettirmek, birbirimizle kaynaşmak, toplumsal birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek için bazı uygulamalarımız, hizmetlerimiz ve etkinliklerimiz oluyor. Bugünkü iftar davetimiz de bu etkinliklerden biri.

Bu akşam, iftar sofrasında buluşan siz değerli konuklarımıza baktığımızda, toplumumuzun çeşitliliğini ve bu çeşitliliğinin getirdiği zenginliği görebiliyoruz. Aramızda çatı kuruluşlarından, derneklerimizden, okul aile birliklerimizden temsilciler var, iş, akademi, siyaset ve spor derneklerimizden katılımcılar var. İftar soframızı siz değerli konuklarımızla paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Hepimizin bildiği gibi, Ramazan ayı insanlarımızın kalplerini birbirine yaklaştıran, komşuluk, akrabalık kardeşlik duygularını arttıran kutsal bir aydır. Sosyal dayanışma ve yardımlaşma geleneğinin en güzel örnekleri bu ayda sergilenmekte, hoşgörü, paylaşma ve kardeşlik duyguları her zamankinden daha yoğun yaşanmaktadır.

Ramazan ayı aynı zamanda, doğruluk ve dürüstlüğün, barış içinde birlikte yaşamanın insani erdemler bağlamında üstün değerler olduğunu bir kez daha hissederek, aynı zamanda kendimizi bu erdemlerle donatma irademizi bir kez daha yenilediğimiz bir aydır.
Bu manevi olgunluğu fırsat bilerek, varsa aramızdaki çekişmeleri, dargınlık ve kırgınlıkları bertaraf etmeli, sevgi ve saygı ortamının oluşmasına, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesine, tüm insanlığın barış ve huzur içerisinde olmasına çaba göstermeliyiz.

Ramazan ayını sadece Müslümanlar arasındaki ilişki ve duyarlılıkların değil, aynı zamanda hangi köken ve inançtan olursa olsun, komşularımızla ve çevremizle ilişkilerimizi yoğunlaştırmanın, karşılıklı saygı ve anlayışı geliştirmenin bir fırsatı olarak da değerlendirmeliyiz.

Değerli Konuklar,

Dostluk ve kardeşlik duygularının, hoşgörü ve sevginin en yoğun yaşandığı bu ayda, bu ruha uygun olmadığını düşündüğüm bir konuda görüşlerimi kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.

Almanya Federal Meclisi 2 Haziran günü bilimi ve uluslararası hukuku göz ardı eden bir karar almıştır. Almanya’da yaşayan 3 milyondan fazla, bir kısmı Alman vatandaşı Almanya Türk Toplumunun bu konudaki görüş ve değerlendirmeleri hiçe sayılmıştır. Belki de en kötüsü, yüzyıllarca barış ve dayanışma içinde yaşamış olan Türk ve Ermeni halkları arasındaki ilişkilerin düzelmesi çabalarına zarar verilmiştir. Tabiatıyla bu kararı kabul etmiyoruz. Almanya Türk Toplumu bu konudaki haklı mücadelesinde demokratik tepkisini, bilim ve hukuk temelinde ortaya koymaya devam edecektir.

Öte yandan, bu mücadeleye verilebilecek en büyük zarar, demokrasi ve tartışma kültürüyle bağdaşmayan davranışlar içine girilmesidir.

Almanya Federal Meclisi’nin aldığı karara gösterilecek olan tepkilerde sağduyulu ve aklıselim içinde hareket edilmeli, burada yaşayan insanlarımız arasında bölünmelere, karşılıklı kırgınlıklara yol açılmamalıdır.

Birliğimizin beraberliğimizin artarak devamı, ağız tadımızın hiçbir zaman bozulmaması en büyük temennimizdir.

Bu duygu ve düşüncelerle Mübarek Ramazan Ayının herkese sağlık, huzur ve mutluluk getirmesi, barış ve karşılıklı anlayışa vesile olması temennisiyle hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum.